Hafızayı silgi gibi siliyor: Bu yemeği yemeyi bırakın!

Modern Beslenme ve Beyin Sağlığı Arasındaki İlişki

Günlük olarak tükettiğimiz 3 öğün yemek, beynimizi ne kadar etkiliyor?

Son araştırmalar, yediğimiz besinlerin sadece vücudumuzu değil aynı zamanda zihinsel sağlığımızı da derinden etkilediğini gösteriyor.

Sağlıklı beslenmenin fiziksel sağlık üzerindeki pozitif etkileri hakkında uzun zamandır bilgi sahibiyiz. Ancak şimdi bilim insanları, bu etkinin beynimizi de içerdiğini belirtiyor. Çeşitli uluslararası çalışmalara göre, özellikle modern batı diyeti, beyin sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Avrupa’da yapılan 10 binden fazla kişinin katıldığı bir araştırma, işlenmiş gıdalarla dolu bir diyet uygulayan bireylerin 50 yaşına gelmeden hafıza sorunları yaşama riskinin önemli ölçüde arttığını ortaya koydu. Ayrıca, sadece birkaç aylık beslenme değişikliğinin bile bilişsel işlevlerde belirgin bir iyileşme sağladığı bildirildi.

Nörobilimci Lisa Mosconi, “Brain Food” adlı kitabında şöyle diyor: “Yediğimiz her şey kelimenin tam anlamıyla beynimizin bir parçası haline geliyor.”

Besinler, hücreleri yenileyen, sinirsel iletişimi destekleyen ve beyin dokusunu oluşturan nöronlara kan dolaşımı yoluyla ulaşıyor.

Bu da demek oluyor ki kötü beslenme, ruh halimizi veya enerjimizi değil aynı zamanda beynimizin fiziksel yapısını da bozabilir. Hafıza kayıplarından demansa kadar geniş bir risk yelpazesi mevcuttur.

Harvard’ın Kara Listesi: Beyne Zarar Veren 5 Gıda Grubu

Harvard Üniversitesi verilerine göre, düzenli olarak tüketildiğinde beyin sağlığını tehdit eden beş ana gıda grubu bulunmaktadır:

Ultra İşlenmiş Gıdalar:

Paketli atıştırmalıklar, şekerli içecekler, dondurulmuş pizzalar ve endüstriyel dondurmalar bu kategoride yer alır. Bu ürünler nöroplastisiteyi olumsuz etkiler ve sadece %20’si tam gıdalarla değiştirildiğinde bunama riski %34 azalır.

Aşırı Şeker:

Özellikle hafızadan sorumlu hipokampüs bölgesine zarar verir.

Sık Tüketilen Kızartmalar:

Beyne giden kan akışını azaltarak bilişsel işlevleri zayıflatır.

Alkol:

Nöronlar üzerinde doğrudan olumsuz etkisi vardır.

Yapay Tatlandırıcılar:

“Hafif” olarak adlandırılmalarına rağmen dikkat eksikliği ve uzun süreli hafıza problemleriyle ilişkilendirilir.

Related Posts

Milimetrik boyuttaki tümörler artık net şekilde görülecek

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde onkolojik, nörolojik ve kardiyolojik alanlarda tanı ve evreleme süreçlerini daha güvenilir hale getirecek “PET/BT” cihazı hizmete alındı.

Okinawa’dan Sardunya’ya: Mavi Bölgeler’in sırrı

Japonya’dan Kosta Rika’ya, Yunan Adaları’ndan Kaliforniya’ya… Dünyada bazı yerler var ki insanları 100 yaşına ilaçsız ulaşıyor. Neden? Beslenmeden sosyal bağlara, hareketten amaç duygusuna… Mavi Bölgeler’de yaşayanlar yaşlanmıyor demeyelim ama çok yavaş yaşlanıyor.

Klorlu havuzlar diş minesini sessizce eritiyor!

Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, “Yaz mevsimiyle birlikte yüzme havuzları dolup taşarken, diş sağlığını tehdit eden büyük bir tehlike göz ardı ediliyor. Klorlu havuzlarda kontrolsüz pH seviyeleri, özellikle genç yüzücülerde diş minesinin çözünmesine, hassasiyet artışına ve çürük oluşumuna neden oluyor” dedi.

TTB’den kürtaj engelleri tepkisi: ‘Kürtaj talepleri gerekçesiz reddediliyor’

TTB, isteğe bağlı kürtaj taleplerinin reddedilmesine karşı Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne yazı yazdı.

Yattığınız yerde postürünüz çökmesin! Bozukluk uykuda başlıyor, düzeltmek kolay

Gece uyurken aldığınız pozisyon bütün duruşunuzu etkiler. Eğer çökmeye veya kamburlaşmaya meyilliyseniz basit değişiklikler daha iyi hizalanmayı destekleyebilir ve zamanla biriken gerginliği hafifletmeye yardımcı olabilir. Peki yanlış alınan yatış pozisyonları ve gün içinde yapılan duruş bozuklukları nelerdir?

Tehlike çanları çalıyor: Türkiye ve dünyada hızla artıyor

Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cemalettin Aydın, hem Türkiye’de hem de dünyada obezite oranlarının hızla arttığına dikkat çekerek, bu artışın altında yalnızca yanlış beslenme değil, modern yaşamın dayattığı tüketim alışkanlıklarının ve teknolojik bağımlılıkların yattığını söyledi.